A)KARMA AŞI:
a)Felin Panlökopeni : Kediler arasında oldukça yüksek oranda bulaşıcı olan viral bir hastalıktır. Kedilerde , özellikle yavrularda ölüme yol açan virüs kusma, iştahsızlık ve çoğunlukla kanlı bir ishalle kendini belli eder. Tek korunma yöntemi aşılamadır.
b)Feline Rhinotracheitis : Ülkemizde oldukça yaygın olan bu hastalık çok bulaşıcıdır. Yetişkin kediler için ölümcül bir tehlike taşımamakla birlikte yavru kedilerde ölümlere neden olabilir. Tek korunma yöntemi aşılamadır.
c)Feline Calicivirüs : Kedilerde ağız ülserlerine neden olan hastalık bulaşıcıdır. Tek korunma yöntemi aşılamadır.
Adından da anlaşılabileceği gibi karma aşı, yukarda saydığımız hastalıklara karşı bağışıklık oluşturan maddeleri içermektedir. Hastalıklara karşı verilen bağışıklık sürelerinin yavrunun anneden aldığı maternal antikor seviyesine bağlı olarak değişiklikler gösterebileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle karma aşı uygulamasına yavru 6-7 haftalık olduğunda başlanmalı, aşı 3-4 haftalık aralıklarla yavru 15-20 haftalık yaşa ulaşıncaya kadar tekrarlanmalıdır. Bu programla yavruların yaklaşık %95’inde güvenli bir bağışıklık oluşturulabilmektedir. Karma aşı yıllık olarak tekrar edilir.
B)KUDUZ AŞISI :
Kuduz; merkezi sinir sistemine saldıran, hızlı gelişim gösteren, bilinç kaybı, huzursuzluk, salya akıntısı, yutkunma güçlüğü ve çeşitli felçlerle karakterize, ölümle sonuçlanan viral bir hastalıktır. İnsan dahil olmak üzere tüm sıcakkanlı canlılarda görülebilir. Hastalık; kuduz bir hayvanın sağlıklıları ısırması ve salyasında bulunan kuduz virüsunu ısırma sonucu meydana gelen açık yaraya nakletmesi ile bulaşır. Ancak virüs salyaya zaman zaman geldiğinden dolayı her ısırılan hayvan kudurmaz. Bu nedenle her ısıran hayvana da kuduz gözüyle bakılmamalı ve panil olunmamalıdır. Kuduzun bilinen bir tedavisi yoktur. Aşılama tek engelleyici faktördür. Kuduz hastalığı, etkili bir aşı programı ile bugün artık büyük oranda kontrol altına alınmıştır. Yavru kedilere ilk kuduz aşısı 3 aylık yaşta uygulanmalı ve her yıl periyodik olarak tekrar edilmelidir.
C)KİST AŞISI :
Genellikle kist aşısı diye bilinen bu uygulama aslında bir antiparaziter ilaçlamadır. Bu uygulama iç parazitlerinden (dahili parazitler) kaynaklı enfestasyonların engellenmesine ve sağaltımına yöneliktir. Halkalı (tenya), kancalı parazitler ve şeritler bu iç parazitlere örnektir.
Bu uygulama hayvan sağlığı açısından olduğu gibi insan sağlığı açısından da önemlidir. Bilindiği gibi kediler tüy döken canlılardır. Bu tüylerin üzerine bulaşmış parazit yumurtaları özellikle de echinococ yumurtaları insan sağlığı açısından önemlidir. Bu parazit kedilerin ince bağırsağında yaşar ve yumurtalarını dışkıyla dış ortama çıkarır. Bulaşma, parazite karşı aşılanmamış kedilerin, tüylerine bulaşan yumurtaların veya enfekte hayvanın dışkısıyla kontamine olmuş yiyeceklerin (marul, maydanoz…), insanlar tarafından herhangi bir şekilde ağız yoluyla alınması sonucu olur. Bu echinococ yumurtalarının ağız yoluyla alınması sonucunda da insanlarda hidatik kist şekillenir. Kistler karaciğer, böbrek, kalp, pankreas, beyin ve göz gibi organlara yerleşir, değişik boyutlarda kistler oluşturur ve yerleştiği organlarda işlevsel bozukluklara neden olurlar. İlerlemiş olaylarda kistin patlaması ölüme neden olabilir.
Bu nedenle kediler parazitlere karşı düzenli olarak ilaçlanmalıdır. Kist aşısı kedinin yaşadığı ortam, dışarıya çıkıp çıkmaması, hastalığa yakalanma riski gibi faktörler gözönüne alınarak 3, 4 veya 6 aylık aralıklarla tekrarlanır. Parazitin çok yoğun olduğu bölgelerde uygulama sıklığı daha da artırılabilir.
Kist aşısının enjektable (iğne) formu yağlı bir eriyik olduğundan dolayı yakıcıdır. Bu nedenle yapıldığı yerde ağrı veya şişlik oluşabilir.
D)LEUKOSİS AŞISI :
Hastalığın etkeni Feline leukaemia virüsu’dur (FeLV). Leukemie özellikle kan hücrelerinin oluşumu ile ilgili lenfoid dokularda tümör ile karekterize öldürücü bir viral hastalıktır.Virüs genellikle salya ile bulaşır. Tükrük, burun akıntısı, dışkı, vajinal akıntı ve kan yolu ile de bulaşma olabilir. Virüsun taşınmasında bulaşık su ve mama kapları da rol oynamaktadır.
Hastalığın yayılmasında virüs miktarı, konakçının direnci, yaşı ve immun sistemi etkili olmaktadır.
Hastalığın spesifik bir tedavisi yoktur. İmmun sistemi destekleyici tedaviler yanında semptomatik tedaviler de yapılabilir. Ancak olumlu bir sonuç almak pek mümkün değildir.
Hastalığın yayılmasını önlemede en etkin yol aşılamadır. Bu amaçla başlangıçta 2 doz uygulanır. Yılda bir kez yapılan tekrarlama ile hastalıktan korunma sağlanabilir.